İnterneti Kim Kontrol Edecek?

QNBEYOND ekibinin 2023 yılına dair hazırladığı trend raporu blog sayfamızda! "İnterneti Kim Kontrol Edecek" yazısı, Web3 teknolojisine ve bu teknoloji etrafında şekillenen kullanıcı trendlerine değiniyor.

 

Okuma süresi: 10 dakika

Aytaç Çetin ve Raşit Tahtacı 01 ŞUB 2023

İnternet dünyası değişiyor. İnternetin ve dolayısıyla tüm verilerin birkaç dev teknoloji şirketi tarafından kullanılması, üretilen içerik gelirlerinin büyük kısmının bu şirketlerde kalması bir süredir huzursuzluk yaratıyordu. Bu nedenle de kullanıcılar bu sefer değişimin sadece bir nedeni olarak kalmak istemiyor, bu değişimle beraber internet üzerinde söz sahibi olmak istiyorlar.

Web 3.0 işte tam bu noktada hayatımıza giriyor.



Eğer değişim başarılı bir şekilde tamamlanırsa internet artık sadece içerik paylaşılan, içerik üretilen ve üretilen içerikler üzerinden yayıncı platformların izin verdiği ölçüde para kazanılan bir yer olmayacak. İnternetle ilgili tüm etkileşimimizi ve verimizi sadece biz istersek satıp / paylaşıp para kazanabileceğimiz, inter-net ortamındaki tüm değişimlerde söz hakkımızın olacağı bir hale gelecek.

Peki şu anda neler oluyor? Gelin biraz bunlardan bahsedelim.

Blok zincir teknolojisi

Aslında son dönemlerde sıkça duyulan bir kavramdan kök alıyor web 3.0: Blok zincir teknolojisi. Çok kısa tanımlamak gerekirse; verinin birbirini takip eden şifrelenmiş bloklara yazılması ve bu blokların sisteme dahil olan her katılımcıda birer kopyası olacak şekilde saklanması diyebiliriz. Eğer şifrelemeyi işin içerisinden çıkartırsak; bir bakkalın veresiye defterini bütün mahallenin ayrı ayrı tuttuğunu düşünebilirsiniz.

Böyle bir sistemin tüm dünyada yankı uyandıran ve birçok yeniliğe kapı açabilecek en önemli faydası ise, verinin teyidi için merkezi bir otoritenin sistemde yer almaması. Sistemde her bir blok ayrı ayrı doğrulanıyor ve bu bloklar sisteme dahil herkeste birer kopyası olacak şekilde saklanıyor. Yani katılımcı olan herkes aslında verinin teyidini ortaklaşa yapmış oluyor. Sistemi kandırmak için bir katılımcının her yeni eklenen bloğu herkesten önce doğrulaması ve bununla da kalmayıp doğruladığı blok sayısının daha uzun olması (%50+ hashrate’e sahip olması) gerekiyor. Bu da sistemi aldatmayı çok zor bir seviyeye getiriyor. Veriyi şifreli bir halde tutup bir otoriteye ihtiyaç duymadan saklayıp teyidini sağlayabildiğimiz noktada da internetin kontrolünü merkezi kurumlardan alıp katılımcılarına verebileceğimiz bir düzenin önündeki en büyük engellerden birini kaldırmış oluyor.

Kripto paralar

Blok zincir teknolojisi ile birlikte internetin merkeziyetsiz bir alt yapıya kavuşmasının önü açılsa da tam anlamıyla merkeziyetsiz bir internet için çözülmesi gereken başka konular da var. Bu konularla ilgili yine blok zincir temelli farklı çözümlerle karşılaşıyoruz. Bu çözümlerin en başında da blok zincirlerini popüler hale getiren kripto paralar yer alıyor.

2008’de Bitcoin ile hayatımıza giren kripto paralar, kazandığı yüksek değerle birçok kişinin ilgisini çekti. Son zamanlarda yaşadığı değer kayıpları ile bizi fazlaca üzse de ilk günden bu yana geldikleri noktaya bakarsak, kripto paralar üzerinden çok fazla kazanç elde eden azımsanmayacak bir kitle var. Her ne kadar piyasa çok dalgalı ve dolandırıcılık olayları da çok fazla karşımıza çıksa da kripto paralar kazanç elde etmek için hala birçok kişinin takibinde diyebiliriz.

Tabii ki maddi kazanç anlamında sunduğu fırsatlar dışında kullanım açısından da kullanıcılarına çeşitli avantajları var. Her şeyden önce yine merkeziyetsiz, yani bir devletin olmayan, sistem içerisine bankalar ve diğer finans kuruluşlarının dahil olmadığı bir para biriminden bahsediyoruz. Bu da işlem ücretlerini ve işlemlere müdahaleyi ortadan kaldırıyor. Web 3.0’ın temeli merkeziyetsizlik ise sistemin tam anlamıyla bu ideali gerçekleştir-mesi için ekonomisinin de merkeziyetsiz bir düzen üzerine oturtulması gerekir. Bu açıdan da kripto paralar web 3.0 ekonomisinin önemli bir bacağını oluşturuyor. Fakat avantajlarının yanında ciddi sorunlar da var. Örneğin; kripto paralar takip edilmesinin güç olması nedeniyle kara para aklamada popüler araçlar. Bunun yanında hacklenme olaylarını da sıkça duyuyoruz. Merkeziyetsiz bir sistem hayali kurarken türlü saldırılara açık kalmak çok da tercih edeceğimiz bir şey olmayacaktır. Bu nedenle kripto para teknolojisinin henüz gelişimini tamamlamamış olduğu sonucuna varıyoruz.

NFT

Merkeziyetsiz bir internet için karşımıza çıkan diğer bir blok zincir tabanlı çözüm de NFT’ler. Kripto paralardan hemen sonra ünlü eser alımları ve çeşitli topluluk NFT’leri ile beraber çok popüler olan bu kavram, en basit haliyle bir varlığın tek ve değiştirilmemiş olduğunu kanıtlayan bir çeşit tapu olarak tanımlanabilir. NFT’leri, en başta değindiğimiz içerik veya eser üreticilerinin internet üzerinden yaratılan gelirde daha fazla hak sahibi olmasını sağlayan bir örnek olarak sayabiliriz. Mesela NFT’ler sayesinde bir sanat eserinin satışından sadece bir kez gelir elde etmek yerine, her satıştan da komisyon kazanabilirsiniz. Dijital eserlerin telifi, sahipliği, orijinalliği gibi tartışılan konulara çözüm olarak konumlanmış gibi görünse de aslında her türlü varlığa uygulanabilir. Gustav Klimt’in The Kiss tablosu gibi fiziki eserlerin de NFT’lerinin oluşturulduğunu sıkça görüyoruz.

Ayrıca BAYC ve Moon Birds gibi eser değerinden ziyade topluluğa aidiyet gösteren koleksiyonlar en popüler NFT’ler arasında. Merkeziyetsiz internet kavramında da NFT’ler kişilerin profillerini doğrulamada önemli bir çözüm olarak karşımıza çıkıyorlar. Bunun yanı sıra yeni internet dünyasında üretilen varlıkların sahipliği de NFT’ler üzerinde yönetilebiliyor. En basit haliyle açıklamak gerekirse, internetin şu anki halinde bir sosyal medya hesabının kime ait olduğunu ve hesabın yaptığı paylaşımları doğrulamak için hizmet sağlayıcı platforma ihtiyaç duyarken, web 3.0’da NFT’ler sayesinde hizmet sağlayıcıya ihtiyaç duymadan bunları doğrulayabilir hale geliyoruz.

Metaverse

Web 3.0 için karşımızdaki sorunlara bir çözüm olarak değil fakat web 3.0’a geçerken bir ara adım gibi konumlandırılabilecek diğer bir konu da Metaverse. Yeni bir kavram olmasa da yakın zamanda atılan ciddi adımlarla birlikte hızlı gelişme gösterebilecek ve ciddi yatırımların yapıldığı bir konu. Kısaca sanal evren, bu dünya dışında dijital, yeni bir dünya veya dünyalar olarak tanımlayabiliriz. Yeni neslin ilgi alanları, herkeste ciddi etkiler yaratan pandemi süreci ve teknolojinin sağladığı imkanlar Microsoft, Facebook gibi şirketleri bu alana yönlendirmekte. Metaverse ile ilgili de en büyük ses getiren olay zaten Facebook’un artık Meta olarak anılması. Ama web 3.0 ve merkeziyetsiz internetten bahsederken bu kurumların yatırım yaptığı Metaverse konusunun gündeme gelmesi tabii ki karışıklık yaratabilir. Metaverse olarak kurgulanan dünyalarda 3 boyutlu bir internet ortamından bahsediyoruz diyebiliriz. Dijital varlığımızla dahil olacağımız ve bir nevi ikinci bir hayat süreceğimiz bir ortam olarak hayal ediliyor Metaverse ve Horizon Worlds, Decentraland, Sandbox gibi örneklerin de bu hayali hedef alan örnekler olarak geliştirildiğini söyleyebiliriz. Böyle bir dünyada da internette bugünkünden çok daha fazla bilgi, diğer bir deyişle tüm dijital yaşam formumuzu bırakıyor olacağız. Dolayısıyla kullanıcıların bugünkü gibi yeni dünyada da merkezi kurumlara mı yoksa merkeziyetsiz bir internet ortamına mı güvenecekleri web 3.0’ın gelişimine etki edecek bir karar olacak.

Tüm bu gelişmeler olurken biraz da web 3.0'ın çözüm aranan sorunlarından bahsedelim.

Yeni internetin yeni sorunları

Web 3.0 ve temelini dayandırdığı blok zincir teknolojisi halen gelişmekte olan ve henüz yeni sayılabilecek konular. Bu nedenle çözülmesi gereken çok sorun ve iyileştirilmesi gereken çok konu var. Kullanıcılar olarak, bugün yaşadığımız rahatlıktan ödün vereceğimiz bir sistemi seçmeyeceğimizi söyleyebiliriz. Bu yüzden de web 3.0 dünyasında bugün ağırlıklı olarak devamında değindiğimiz sorunlar üzerinde çalışılıyor.Yakın gelecekte de karşımızda bu alanlarda çeşitli, farklı çözümler çıkacağını tahmin ediyoruz.

Hız ve sürdürülebilirlik

Blok zinciri teknolojisinin sunduğu avantajlar ortada fakat şu anki haliyle cevaplanması gereken sorulara sahip bir sistemden bahsediyoruz. Öncelikle mevcut bankacılık sisteminde tecrübe ettiğimiz işlem hızını, kripto paralarda yaşamıyoruz. Buna ek olarak sistem çok maliyetli. Çünkü işlem teyitleri ve ağın güvenliği için katılımcılar tarafından çok fazla enerji harcanıyor. Bu sürdürülebilirlik açısından büyük bir sorun anlamına geliyor. Gelecek dönemde bu konu üzerine çözüm örneklerinin artacağını söyleyebiliriz. Şu anda konuşulan proof of work’ten (yani bloğu ilk doğrulayan zinciri ilerletir sistemi) ve proof of stake’e (yani daha çok varlığı olan zinciri ilerletir sistemi) geçiş bir çözüm olabilir ama iki durumda da blok zincirinin merkeziyetsizliğini tartışmaya başlamamız çok olası.

Detaylandırmak gerekirse; proof of work’te büyük madenciler var ve merkezi çalışan bu madencilerin birkaç tanesi birleşerek ağı kontrol edebilir. Buna ek olarak ağa madenci olarak katılmanın maliyeti yüksek olduğu için küçük madenciler açısından karlı bir alan olarak görülmüyor. Proof of stake’te ise ağı kontrol etmek daha zor hale geliyor. Ağa katılım varlığını bloke eden kullanıcılar arasından seçilen kişiler blokları doğruluyor. Kurulan düzende de ağı yönetebilmek için toplam varlıkların %50’sini kontrol etmek gerekiyor. Bu da sistemi kandırmayı daha zor hale getiriyor ama sorunu tam olarak çözmüş değil. Ağı kontrol etmek zorlaşsa da merkezileşmeye doğru gidişi tamamen engellediğini söyleyemeyiz.

Fenomenler ve yeni dünyada pazarlama

Blok zinciri dışında web 2.0’dan web 3.0’a geçiş sürecini yaşayacağımızı düşündüğümüzde, kullanıcıların ve kurumların şu anki internete yaptıkları yatırımları ve oluşturdukları toplulukları kaybetmek istemeyeceklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Her şey bir gün sıfırdan başlamayacak. Şu anki internet ortamındaki varlığımızı web 3.0’a taşımak isteyeceğimizi tahmin etmek çok zor değil. Buna ek olarak merkeziyetsizliğin sunduğu mahremiyet ortamı ile birlikte web 3.0’da şirketlerin pazarlama kampanyaları açısından karanlıkta kaldığını söyleyebiliriz. Çünkü kullanıcıların gerçekten isterlerse bilgilerini istedikleri kişilerle paylaşabilecekleri ve karşılığında yüksek ihtimalle ödül alacakları bir ortamdan bahsediyoruz. Bir firma Sandbox’ta bir alan alıp reklam vermek istediğinde hangi alanın onun için en doğrusu olduğunu mevcutta bilemeyecek durumda. Bu sorulara cevap olarak web 2.0’daki varlığımızı web 3.0 ile ilişkilendirme ve kişilerin bilgileri paylaşılmadan, akıllı sistemler sayesinde firmalara doğru pazarlama kararları aldıracak çözümler üzerinde çalışıldığını görüyoruz. Bu gelecekte de yine daha fazla örnek göreceğimiz bir konu olacak. Tam da bu noktada QNBEYOND 4. dönem girişimlerimizden FirstBatch bu sorunlara çözüm sunan önemli bir girişim olarak karşımıza çıkıyor. Hızlandırma programımızdaki angajma-nımıza ek olarak QNBEYOND Ventures olarak da yatırım yaptığımız FirstBatch’in adının bu alanda sık sık duyulacağını ve web 3.0 ile birlikte büyüyecek yeni bir sektörde başarılı oyunculardan biri olacağını rahatlıkla söyleye-biliriz.

Kullanıcı dostu ara yüzler ve süreçler

Bu konulara baktığımızda da anlaşılabileceği gibi web 3.0 şu anki internetten daha fazla bilgiye sahip olmamızı gerektiriyor diyebiliriz. İşlemlerin bugünkü kolaylıkla yapılabileceği kullanıcı dostu ara yüzler ve süreçler yok henüz. Dolayısıyla web 3.0 kısıtlı bir kitleye hitap eder durumda. Ama sistemin temelleri oluşturuldu-ğunda bu konuların da çözüleceğini öngörmek zor değil. Yine gelecekte üzerinde daha fazla çalışılacak bir konu olarak düşünebiliriz bu durumu.

Sağlık ve sosyal boyut

Tabii ki alışık olduğumuzdan farklı bir düzenden bahsediyoruz. Dolayısıyla sosyal canlılar olarak hayatlarımıza teknoloji dışında da etkileri olacak web 3.0 ve beraberinde gelişen konuların. İnternetin şu ana kadarki yolculuğunu düşüne-rek ne kadar bizleri etkilediğini görebiliriz. Ama burada Metaverse ile birlikte aslında biraz daha farklı ve ciddi olasılıktan bahsediyoruz. Metaverse için bir nevi sanal evren, yeni dünya demiştik. İçinde bulunduğumuzdan farklı olabilir veya bu dünyaya çok benzer olabilir Metaverse ama bizim ikinci bir varlık yaratıp bu dünyada var olacağımız bir gerçek. Peki dünyamız birden fazla olduğunda mevcut fiziksel dünyamızla ne kadar bağ kurmak isteyeceğiz? Kendini tamamen Metaverse evreninde gerçekleştirmeye çalışanlar olaca-ğını ön görmek pek zor değil. Ready Player One’ı okumuş veya izlemişseniz, hikayenin heyecan verici boyutu dışında iki dünya arasındaki sınırın nasıl kaybolduğuyla ilgili de biraz korku hissetmişsinizdir.

Özellikle çocuklar ve gençler düşünüldüğünde, bu alanda hem psikolojik hem fiziksel sağlık üzerinde etkilerin iyice araştırılması için henüz zamana ihtiyaç var.

Tabii ki bir de işin teknolojisinden dolayı yaşaya-bileceğimiz sıkıntılar var. Bugün VR gözlüklerin uzun süreler kullanılması sağlık açısından çok da mümkün değil. Bunlar yine tartışılan, çözümleri aranan, henüz yeterince bilmediğimiz sıcak konular olarak karşımızda duruyor ve bu alanda karşımıza çeşitli yenilikler çıkması çok olası.

Yasal düzenlemeler

Merkeziyetsiz bir internet ortamı ile birlikte kontrol ve veri kullanıcılarda diyoruz ama bu, faydaları ile beraber bugün de hala büyük bir sorun olan internet ortamında karşılaşacağımız suçların nasıl engelleneceği veya cezalandırı-lacağı konusunda elimizi daha da zayıflatıyor. Örneğin; sanal evrende tacize uğrayan bir kişi, bu konuda nereye şikayet iletecek veya bu suçu işleyen kişi yaşanan evrende nasıl bir yaptırımla karşılaşacak? Hatta bu bir suç olarak sayılacak mı? Bunların yanında fiziki dünyada var olan mülkiyet, veraset ve vergi kavramları sanal evrende ve web 3.0’da NFT varlıklar ve kripto paralar üzerinden nasıl çalışacak? Biraz can sıkıcı ve merkeziyetsiz düzenin dizginlenmesi olarak düşünülebilecek konular gibi duruyor ama yeni bir düzenden bahsediyorsak bu konulara da cevap bulunmalı ve bu konularda da çeşitli gelişmeler göreceğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz.

Tüm bu sorunlara bakarak web 3.0’ın başarılı olup olamayacağını tahmin etmek zor gibi görünüyor. Ama bu sorunların şu anda çözüldüğünü varsaysak bile internetin hangi yöne ilerleyeceğine her konuda olduğu gibi yine kullanıcıları karar verecek. Merkezi büyük oyuncuların yönlendirdiği bir yöne mi gideceğiz yoksa çok fazla katılımcılı merkeziyetsiz bir ekosisteme doğru mu yöneleceğiz hep birlikte göreceğiz. Fakat bu süreçte karşımıza çıkan NFT gibi bazı sistemlerin ve çözümlerin hayatımızda kalıcı olacağını söyleyebiliriz.

Özetle dünya değişiyor ve yeni ihtiyaçlar hep olacak

Her zaman olduğu gibi katma değerli hizmetler sunan firmalar öne çıkacak. Dolayısıyla QNB Finansbank olarak biz de bu vizyonla web 3.0 etrafında yaşanan gelişmelerden uzak kalmamaya özen gösteriyor, nerede fayda yaratabileceğimizi anlamak için çeşitli deneysel çalışmalar yapıyoruz. Örneğin bu aralar topluluk oluşturmaya odaklı NFT kurguları üzerinden bir fizibilite çalışmasına başladık. Bakalım sonuçları ne olacak 😊

BAŞA DÖN

Çerez Kullanımı

Çerezler açıktır. Şu an web sitemizin tamamen optimize edilmiş halini görmektesiniz. Ayrıntılı bilgi için Çerez Politikamızı inceleyiniz.